Telaş
isim (tela:şı, l ince okunur) Arapça tel¥ş³
1 . Herhangi bir sebeple acelecilik:
"Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık."- H. Taner.
2 . Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe:
"Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı."- H. E. Adıvar.
3 . Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa:
"O günü vapurda bulunup da hanımların telaşını görseydiniz."- R. N. Güntekin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- telaşa düşmek
- telaşa gelmek
- (birini) telaş almak
- telaşa vermek
- telaş etmek
- telaş göstermek
- (bir şeyin) telaşına dalmak